30 Haziran 2016 Perşembe


                                              İSRA VE MİRAC

      Kelime anlamı olarak “İsra”, gece yürüyüşü, gece yolculuk etmek, Mirac ise yükselmek, yükseğe çıkmak anlamlarına gelmektedir.
kabe ile ilgili görsel sonucu
Peygamber'in Mekke 'deki Mescid-i Haram'dan Kudus'deki Mescid-i Aksa'ya yaptığı gece yolculuğuna isra, Kudus'ten göğe yükselmesine miraç denir. İsrâ ve Mirac hadisesi, Efendimizin (s.a.v) peygamberliğinin on ikinci yılında, Mekke’de vuku bulmuştur.( Mirac hicretten 8 ay kadar önce meydana gelmiştir.)

     İsra ve miraç mucizesinin nasıl gerçekleştiği Kur’an’da, İsra ve Necm surelerinde anlatılmıştır. İlgili ayetler şöyledir:

“Bir gece, kendisine bazı delillerimizi gösterelim diye kulu Muhammedi, Mescid-i Haram’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren O zatın şanı ne yücedir! Bütün eksikliklerden uzaktır O! Gerçekten, her şeyi işiten, her şeyi gören O'dur.”

“O ufkun en yukarısında idi. Sonra indi ve yaklaştı. Nihayet kendisine iki yay kadar, hatta daha da yakın oldu. Sonra da vahyolunacak şeyi Allah kuluna vahyetti. O’nun gördüğünü kalbi yalanlamadı. Şimdi O’nun gördüğü hakkında onunla mücadele mi edeceksiniz? And olsun ki onu bir kere daha hakiki suretinde gördü. Sidre-i Müntehâ’da gördü. Ki, onun yanında Me'vâ Cenneti vardır. O zaman Sidre'yi Allah'ın nuru kaplamıştı. Gözü ne şaştı, ne de başka bir şeye baktı. And olsun ki Rabbinin ayetlerinden en büyüklerini gördü.”

İsra ve Miraç olayı şöyle gerçekleşmiştir. Hz Peygamber, bir gece Kabe'de  Hicr (veya Hatim) denilen yerdeyken Cebrail gelerek göğsünü açtı; zemzemle yıkadıktan sonra içine iman ve hikmet doldurup kapattı.

     Daha sonra Hz Peygamber'i (cennet bineği) olan Burak adlı bineğe bindirip Beytülmakdis'e götürdü. Hz Peygamber burada iki rekat namaz kıldıktan sonra Cebrail onu alıp dünya semasına yükseltti. Semaların her birinde bazı peygamberlerle karşılaştı. Allah'ın huzuruna çıktığında namaz beş vakit olarak farz kılındı. Sonra Bakara suresinin son iki ayeti verildi.

Sonra  Peygamberimiz ’in (s.a.v) ümmetinden olup da, Allah'a şerik koşmayanlardan büyük günahlar bağışlandı.

Teşehhüd oturuşunda okuduğumuz ''Tahiyyat'' da, Miraç esnasında Allah ile Efendimiz arasında selamlaşmadır. Bu bir nevi Allah'ın Efendimiz vasıtasıyla Müslümanlara gönderdiği armağandır.

        Mirac olayı ile, Efendimize karşı tereddütsüz güven duyduğunu kanıtlayan Hz. Ebu Bekir Efendimiz tarafından ''Sıddik ''tereddütsüz inanan” lakabı ile anılmıştır.

Allah'ın kudretindeki sınırsızlığın bir delili olarak gerçekleşen Mirac hadisesi; ''Bedenen mi  yoksa ruhen mi gerçekleşmiştir şeklindeki soruların sorulmasına da neden olmuştur. Bu konuda şu görüşler öne sürülmektedir.

 En çok kabul gören görüş ise, fiziksek olarak, yani beden ve ruh olarak gerçekleşmiş olması.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder