28 Ekim 2017 Cumartesi

TEBÜK GAZVESİ

                  TEBÜK GAZVESİ

Tebük, Medine-Şam ticaret yolu üzerinde bulunan bir mevkiidir. Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem efendimizin 630 (Hicri 9)yılında Bizans imparatoruna karşı çıktığı sefer.



 Recep ayında bir Perşembe günü  yapılmıştır.Müslümanlar bu savaşta su, binit ve yiyecek hususunda çok büyük sıkıntılar çektiğinden  Kur’an-ı Kerim’de bu zaman için “sâatü’l-usre” (güçlük zamanı) ifadesi kullanılmıştır. Tebük’e katılan askerler için de Ceyşu’l-Usre denilmiştir.


İlgili resim


İslâmiyet’in Arab yarımadasında hızla yayıldığı dokuzuncu senede, İslâm Devleti’nin büyümesini engellemek isteyen hıristiyan Arablar, Herakliüs’e; “Şu peygamberlik dâvası ile ortaya çıkan kişi vefat etti. Müslümanlar şimdi kıtlık ve yokluk içindeler. 



Eğer, onları dînine çevirmek istiyorsan, tam sırasıdır” şeklinde yalanlarla dolu bir mektup yazdılar. Bunun üzerine Herakliüs, Kubad kumandasında, kırk bin kişilik bir orduyu, yola çıkardı.

     Bu durumu haber alan Fahr-i kâinat efendimiz, Eshâbını toplıyarak, harbe hazırlanmalarını emir buyurdu. O sene kuraklık olduğundan sahâbîler maddî yönden büyük birdarlık içinde idiler. Sâdece, ticâret yapanların durumu, biraz iyi idi. Peygamber efendimiz, Eshâbının, harbe katılacak askerin teçhizatı için mâlî yardımda bulunmalarını da arzu buyurmuşlardi. Efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem bu arzuları, sahâbîleri harekete geçirdi. Herkes elinde avucunda ne varsa getiriyor, malı ve canı ile cihâda hazırlanmağa çalışıyordu

Suriye’den Medine’ye ticaret için gelen Nabatîler, Hz. Peygamber’e, Rumların Müslümanlara saldırmak için büyük bir hazırlık yaptıklarını, himayeleri altındaki Lahm, Cüzâm, Gassân gibi Hıristiyan Arap kabilelerini de yanlarına aldıklarını ve öncü birliklerinin Belkâ’ya kadar geldiğini haber verdi. Bunun üzerine Rasûlullah Tebük Gazvesi’nin hazırlıklarına başladı. Taberânî’de yer alan rivayete göre Rum ordusu 40 bin savaşçıdan oluşuyordu. Mevsim yazdı, havlar çok sıcaktı ve önemli derece bir kıtlık yaşanıyordu.


   Ayrıca hurmaların da tam olgunlaşma dönemiydi. Hz. Peygamber önceki savaş hazırlıklarında nereye gideceklerini son ana kadar gizli tutmuştu. Ancak bu defa ağır bir mevsim geçirdikleri için Müslümanlara, yolculuğun nereye yapılacağını, zorluğunu ve düşman ordusunun gücünü önceden açıkladı ve hazırlıkların ona göre yapılmasını söyledi.
   Böyle bir zamanda savaşmak istemeyen münafıklar savaş emrinin verilmesinden sonra propagandalara başladılar ve sıcaklığı bahane ederek savaşa engel olmak istediler.  Savaşa katılacağı takdirde fitne çıkarıp Müslümanlara engel olabilecek 80 kadar münafığa bahaneleri dolayısıyla izin verildi.

   Savaşa katılmamak için Rasûlullah’tan izin isteyen bedevi Müslümanlar da oldu fakat Hz. Peygamber bunlara izin vermedi. Savaşa karşı isteksizlik içinde bulunan Müslümanlar indirilen ayet-i kerimeyle uyarıldı.''Ey iman edenler! Ne oldunuz ki, size “Allah yolunda sefere çıkın” denilince, yere çakılıp kaldınız. Yoksa ahiretten vazgeçip dünya hayatını mı seçtiniz? Oysa ahirete göre dünya hayatının yararı, pek az bir şeydir.(Tevbe 9/38-40). Bu uyarıdan hemen sonra ashab hazırlıklarını hızlandırdı.

Hz. Peygamber 30 bin kişilik bir ordu ile savaşa çıktı. Ancak Ka’b b. Mâlik, Ebû Hayseme, Hilal b. Ümeyye gibi bazı sahabiler orduya katılmadı. Ebû Hayseme Müslümanlar çıktıktan 2 gün sonra ordu Tebük’e varmadan Rasûlullah’a yetişti.

Büyük sancağı Hz. Ebû Bekir’e teslim eden Allah Rasûlü, her kabilenin bayrak almasını emretti. Açlık, yetersiz binek ve şiddetli fırtına ile geçen yolculuktan sonra Tebük’e varıldı. Burada karargah kuran Hz. Peygamber, ordunun güveliğini sağlama görevini Abbad b. Bişr’e verdi. Burada 10-15 günlük bir bekleyişten sonra Bizans’ın Müslümanlara karşı savaş hazırlığında olduğu haberinin asılsız olduğu anlaşıldı.

Cizye ayeti ''Kendilerine kitap verilenlerden Allah’a ve ahiret gününe iman etmeyen, Allah’ın ve Resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak din İslâm’ı din edinmeyen kimselerle, küçülerek (boyun eğerek) kendi elleriyle cizyeyi verinceye kadar savaşın.''(Tevbe 9/29)  bu sefer sırasında indi ve ilk defa yine bu seferde uygulandı. Benî Cüzâm reislerinden bazıları Resûlullah’la görüşüp müslüman oldu.
Oldukça zor şartlar altında Bizans’a karşı 30.000 kişilik bir ordunun harekete geçirilmesi Medine’nin askeri ve siyasi gücünü ortaya koyar. Ayrıca Tebük Gazvesi, Müslümanların sınırlarını korumadaki kararlığını gösterir.

Sefer boyunca öğle ile ikindi ve akşam ile yatsı namazları cem edilerek kılındı. Gazve dönüşü münafıklar Hz. Peygamber’e gelerek kendisi için bir mescid yaptıklarını söylediler. Münafıkların bu mescidi (Dırar mescidi) yaptırmadaki asıl niyetlerinin bozgunculuk yapmak ve Müslümanların arasına nifak sokmak olduğunu bildiren ayetler inince Onlara döndüğünüzde, size mazeret beyan edeceklerdir. 

''De ki: “Mazeret beyan etmeyin. Size kesinlikle inanmayız. Çünkü Allah bize sizin durumunuzu bildirdi. Bundan böyle davranışlarınızı Allah da Resûlü de görecek. Sonra hepiniz, gaybı da görülen âlemi de bilene döndürüleceksiniz de yapmakta olduğunuz şeyleri size haber verecek.Bedevîlerden öyleleri vardır ki, (Allah yolunda) harcayacakları şeyi bir zarar sayar ve (bundan kurtulmak için) size belâlar gelmesini beklerler. Kötü belâlar kendi başlarına olsun. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.(Tevbe 9/94-98) 

Allah Rasûlü mescidi yıktırdı.  Elli gün süren Tebük Seferi Hz. Peygamber’in son gazvesidir.

Nefislerine uyarak sefere katılmayan üç sahabi Hz. Peygamber’e gelerek gerçeği anlattılar. Hz. Peygamber bu sahabilere toplumdan tecrit edilme cezası verdi.  Müslümanlarla konuşmaları yasak olan bu sahabiler, elli gün boyunca Allah’a yalvarıp tevbe ettikten sonra affedildiklerine dair ayet-i kerimeler ''(Savaştan geri kalan üç kişinin de tövbelerini kabul etti. 

       Yeryüzü bütün genişliğine rağmen onlara dar gelmiş, vicdanları da kendilerini sıktıkça sıkmış, böylece Allah’(ın azabın)dan yine O’na sığınmaktan başka çare olmadığını anlamışlardı. Sonra (eski hâllerine) dönsünler diye, onların tövbelerini de kabul etti. Şüphesiz Allah, tövbeyi çok kabul eden ve çok merhamet edendir.''  Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğrularla beraber olun.Tevbe 9/118-119) indi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder