TEBÜK GAZVESİ
Tebük, Medine-Şam
ticaret yolu üzerinde bulunan bir mevkiidir. Resûlullah sallallahü aleyhi
ve sellem efendimizin 630 (Hicri 9)yılında Bizans imparatoruna karşı çıktığı
sefer.
Recep ayında bir
Perşembe günü yapılmıştır.Müslümanlar bu savaşta su, binit ve yiyecek
hususunda çok büyük sıkıntılar çektiğinden Kur’an-ı Kerim’de bu
zaman için “sâatü’l-usre” (güçlük zamanı) ifadesi kullanılmıştır. Tebük’e
katılan askerler için de Ceyşu’l-Usre denilmiştir.

İslâmiyet’in
Arab yarımadasında hızla yayıldığı dokuzuncu senede, İslâm Devleti’nin
büyümesini engellemek isteyen hıristiyan Arablar, Herakliüs’e; “Şu peygamberlik
dâvası ile ortaya çıkan kişi vefat etti. Müslümanlar şimdi kıtlık ve yokluk
içindeler.
Eğer,
onları dînine çevirmek istiyorsan, tam sırasıdır” şeklinde yalanlarla dolu bir
mektup yazdılar. Bunun üzerine Herakliüs, Kubad kumandasında, kırk bin kişilik
bir orduyu, yola çıkardı.
Bu durumu haber alan Fahr-i kâinat
efendimiz, Eshâbını toplıyarak, harbe hazırlanmalarını emir buyurdu. O sene
kuraklık olduğundan sahâbîler maddî yönden büyük birdarlık içinde idiler.
Sâdece, ticâret yapanların durumu, biraz iyi idi. Peygamber efendimiz,
Eshâbının, harbe katılacak askerin teçhizatı için mâlî yardımda bulunmalarını
da arzu buyurmuşlardi. Efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem bu arzuları,
sahâbîleri harekete geçirdi. Herkes elinde avucunda ne varsa getiriyor, malı ve
canı ile cihâda hazırlanmağa çalışıyordu
Suriye’den
Medine’ye ticaret için gelen Nabatîler, Hz. Peygamber’e, Rumların Müslümanlara
saldırmak için büyük bir hazırlık yaptıklarını, himayeleri altındaki Lahm,
Cüzâm, Gassân gibi Hıristiyan Arap kabilelerini de yanlarına aldıklarını ve
öncü birliklerinin Belkâ’ya kadar geldiğini haber verdi. Bunun üzerine
Rasûlullah Tebük Gazvesi’nin hazırlıklarına başladı. Taberânî’de yer alan
rivayete göre Rum ordusu 40 bin savaşçıdan oluşuyordu. Mevsim yazdı, havlar çok
sıcaktı ve önemli derece bir kıtlık yaşanıyordu.
Ayrıca hurmaların da tam olgunlaşma
dönemiydi. Hz. Peygamber önceki savaş hazırlıklarında nereye gideceklerini son
ana kadar gizli tutmuştu. Ancak bu defa ağır bir mevsim geçirdikleri için
Müslümanlara, yolculuğun nereye yapılacağını, zorluğunu ve düşman ordusunun
gücünü önceden açıkladı ve hazırlıkların ona göre yapılmasını söyledi.
Böyle bir zamanda savaşmak istemeyen
münafıklar savaş emrinin verilmesinden sonra propagandalara başladılar ve
sıcaklığı bahane ederek savaşa engel olmak istediler. Savaşa katılacağı takdirde fitne çıkarıp
Müslümanlara engel olabilecek 80 kadar münafığa bahaneleri dolayısıyla izin
verildi.
Savaşa katılmamak için Rasûlullah’tan izin
isteyen bedevi Müslümanlar da oldu fakat Hz. Peygamber bunlara izin vermedi.
Savaşa karşı isteksizlik içinde bulunan Müslümanlar indirilen ayet-i kerimeyle
uyarıldı.''Ey iman edenler! Ne oldunuz ki, size “Allah yolunda sefere çıkın”
denilince, yere çakılıp kaldınız. Yoksa ahiretten vazgeçip dünya hayatını mı
seçtiniz? Oysa ahirete göre dünya hayatının yararı, pek az bir şeydir.(Tevbe
9/38-40). Bu uyarıdan hemen sonra ashab hazırlıklarını hızlandırdı.
Hz.
Peygamber 30 bin kişilik bir ordu ile savaşa çıktı. Ancak Ka’b b. Mâlik, Ebû
Hayseme, Hilal b. Ümeyye gibi bazı sahabiler orduya katılmadı. Ebû Hayseme
Müslümanlar çıktıktan 2 gün sonra ordu Tebük’e varmadan Rasûlullah’a yetişti.
Büyük
sancağı Hz. Ebû Bekir’e teslim eden Allah Rasûlü, her kabilenin bayrak almasını
emretti. Açlık, yetersiz binek ve şiddetli fırtına ile geçen yolculuktan sonra
Tebük’e varıldı. Burada karargah kuran Hz. Peygamber, ordunun güveliğini
sağlama görevini Abbad b. Bişr’e verdi. Burada 10-15 günlük bir bekleyişten
sonra Bizans’ın Müslümanlara karşı savaş hazırlığında olduğu haberinin asılsız
olduğu anlaşıldı.
Cizye ayeti
''Kendilerine kitap verilenlerden Allah’a ve ahiret gününe iman etmeyen,
Allah’ın ve Resûlünün haram kıldığını haram saymayan ve hak din İslâm’ı din
edinmeyen kimselerle, küçülerek (boyun eğerek) kendi elleriyle cizyeyi
verinceye kadar savaşın.''(Tevbe 9/29)
bu sefer sırasında indi ve ilk defa yine bu seferde uygulandı. Benî
Cüzâm reislerinden bazıları Resûlullah’la görüşüp müslüman oldu.
Oldukça zor
şartlar altında Bizans’a karşı 30.000 kişilik bir ordunun harekete geçirilmesi
Medine’nin askeri ve siyasi gücünü ortaya koyar. Ayrıca Tebük Gazvesi,
Müslümanların sınırlarını korumadaki kararlığını gösterir.
Sefer
boyunca öğle ile ikindi ve akşam ile yatsı namazları cem edilerek kılındı.
Gazve dönüşü münafıklar Hz. Peygamber’e gelerek kendisi için bir mescid yaptıklarını
söylediler. Münafıkların bu mescidi (Dırar mescidi) yaptırmadaki asıl
niyetlerinin bozgunculuk yapmak ve Müslümanların arasına nifak sokmak olduğunu
bildiren ayetler inince Onlara döndüğünüzde, size mazeret beyan edeceklerdir.
''De ki: “Mazeret beyan etmeyin. Size kesinlikle inanmayız. Çünkü Allah bize
sizin durumunuzu bildirdi. Bundan böyle davranışlarınızı Allah da Resûlü de
görecek. Sonra hepiniz, gaybı da görülen âlemi de bilene döndürüleceksiniz de
yapmakta olduğunuz şeyleri size haber verecek.”Bedevîlerden öyleleri vardır ki,
(Allah yolunda) harcayacakları şeyi bir zarar sayar ve (bundan kurtulmak için)
size belâlar gelmesini beklerler. Kötü belâlar kendi başlarına olsun. Allah,
hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.(Tevbe 9/94-98)
Allah Rasûlü mescidi
yıktırdı. Elli gün süren Tebük Seferi
Hz. Peygamber’in son gazvesidir.
Nefislerine
uyarak sefere katılmayan üç sahabi Hz. Peygamber’e gelerek gerçeği anlattılar.
Hz. Peygamber bu sahabilere toplumdan tecrit edilme cezası verdi. Müslümanlarla konuşmaları yasak olan bu
sahabiler, elli gün boyunca Allah’a yalvarıp tevbe ettikten sonra
affedildiklerine dair ayet-i kerimeler ''(Savaştan geri kalan üç kişinin de
tövbelerini kabul etti.
Yeryüzü bütün genişliğine rağmen onlara dar gelmiş,
vicdanları da kendilerini sıktıkça sıkmış, böylece Allah’(ın azabın)dan yine
O’na sığınmaktan başka çare olmadığını anlamışlardı. Sonra (eski hâllerine)
dönsünler diye, onların tövbelerini de kabul etti. Şüphesiz Allah, tövbeyi çok kabul eden ve çok merhamet edendir.'' Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten
sakının ve doğrularla beraber olun.Tevbe 9/118-119) indi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder